DSC_3787

Behçet Hastalığı Nedir?

Behçet sendromu ya da Behçet hastalığı (BS), tekrarlayan oral (ağız) genital (cinsel organlar) ülserlerle, göz, deri, eklem, damar ve sinir sistemi tutulumuyla giden, nedenibilinmeyen bir vaskülittir (damar iltihabı). BS, 1937′ de bir Türk doktoru olan Prof. Dr. Hulusi Behçet tarafından tanımlanmıştır.

Nedeni tam olarak bilinememekle birlikte ortaya çıkışında, bağışıklık sistemi, genetik, viral, bakteriyal, hormonal faktörlerin etkili olduğu düşünülmektedir.
En sık 20’li 30’lu yaşlarda ortaya çıkan hastalığın aktivitesi yaşa bağlı olarak azalır.
Behçet Hastalığı dünyanın her yerinde görülmesine rağmen en çok Türkiye, İsrail ve Japonya’da ortaya çıkar.

Bulguları Nelerdir?

Hastalığın en tipik özelliği ağız yaralarıdır ( aftöz stomatit ). Yanak içinde, dil, dudak ve damaklarda görülen bu yaralar tekrarlayıcı niteliktedir ve sıklıkla çıkıp birkaç gün içinde iyileşir.
Genital bölge derisindeki ülserler en sıklıkla skrotum da, kasık bölgesinde, anal bölge ve peniste görülebilir. Genital ülserler, zımbayla delinmiş gibi keskin sınırlı, yuvarlak, bir iki cm çapında, kabarık kenarlıdır. Bu ülserler iyileştikten sonra iz bırakmaya eğilimlidir.

Behçet hastalarının göz belirtileri genellikle erken dönemde ortaya çıkar ve hastaların yarısında görülür. Bazen görme kaybı ve körlükle sonlanabilir.
Sırt ,yüz ,ense, göğüs, kol ve bacaklarda ortaya çıkan akneye benzeyen döküntüler, bacaklarda ceviz büyüklüğünde, ağrılı, deriden kabarık, kahverengi kırmızı renkli “eritema nodozum”  lezyonları da Behçet hastalığının seyri sırasında ortaya çıkabilir.

Behçet hastalığında, diz, dirsek, el ayak bileği eklemleri de tutulabilir. Damarlar ve sinir sisteminin tutulması ile ciddi problemler ortaya çıkabilir. Mide bağırsak sistemi ve akciğer şikayetleri daha nadir görülen belirtileridir.

Tedavi

Tedavide organ tutulumuna göre kortikosteroidler, antienflamatuar ilaçlar, immün spresifler tercih edilir. Aynı anda birkaç organ tutulabildiğinden değişik ilaçların kombinasyonu gerekebilir. Behçet hastalığının ölümle sonuçlanabilen komplikasyonları olmakla birlikte hastanın yaşam süresini etkilemez.

Prof. Dr. Nilgün Şentürk

Dermatoloji